Mallığa Darbe

-Korkuyorum Anne!

-Nnnnn Korkma Yavrum, Bu da Bir Site.

Korsan Site

Skamu.com - The only place for Myspace icons, Orkut avatars, and profile codes

Koyun Olsak mı Olmasak mı? İşte Bütün Mesele!

28 Mart 2009 Cumartesi


Bugün bütün işimi, malum darbe günlüklerini okumaya ayırdım. Tarafsız bir gözle inceledim. Elime geçen evrak 26 sayfaydı.

Biliyorum biliyorum, yukarıdaki cümleyi okumuş olmanız sizi sıktı ya da sıktı kelimesini ingiliz alfabesinde yazarsak daha fena etti. Ama değerli Rakcı, Pankçı, Berkeci, Plazma TV ci, Cep telefonu muhabbetçisi, Madonnanın genç sevgililerinin yakından takipçisi, asıl gündemi hala İbrahim Tatlıses ile Yıldız Tilbe arasındaki ağız dalaşı olan arkadaşlar, sizi böyle sıkıcı gündeme doğru çekmek bana keyif veriyor, çakır keyif hissettiriyor. "Ya iki dakka adam olamayacakmısınız a.q!" diyesim geliyor size.

Bu arada günlükleri okuyunca ruh halim, bu yazıya yukarıdaki resmi uygun gördü. Bence Bu resim, nasıl yönetildiğimizin RESMİDİR.

Bu günlüklerden (lütfen sabırla okuyun aydınlanın, bütün çabam sizi entel nirvanasına ulaştırmak, söz acımıycak) içeriğinden şunu anladım( Bu kısım tamamen ciddidir, ne yapalım her zaman amuda kalkçak halimiz yok);

1. Özden Örnek Paşa (2003 de Deniz Kuvvetleri Komutanı) -tuttuğu İDDİA EDİLEN günlükten öyle anlaşılıyo ki-AKP hükümetinin icraatlarından çok rahatsız olmuş, şöyle deniyor günlükte: "... Ama ülkenin gidişi çok kötü ve birilerinin buna dur demesi lazım. Aksi halde kısa sürede İran'a döneceğiz." (26 Eylül, 2003 GÜNLÜKTEN)

Kendisine ait olduğu iddia edilen günlükte, Cumhuriyet değerlerinin yıpratıldığını düşündüğü görülüyor, buna inanıyor, dönemin Genel Kurmay Başkanına (Hilmi Özkök) hiç güvenmiyor onun için şöyle diyor; "Hükümetin adamı mı? Dinci mi? Bizi oyalıyor mu?" (8 Ekim 2003 GÜNLÜKTEN) "Genelkurmay Başkanı'nın dinci bir görüşü desteklediğine karar verdik" (13 Ekim 2003 GÜNLÜKLERDEN)
Bu rahatsızlık eski Deniz Kuvvetleri Komutanına ait olduğu iddia edilen günlükte, en sonunda Dört paşanın (Kara, Hava, Deniz,Jandarma Kuvvet Komutanları)şu kararı almasına yol açıyor:

- Önce basını ele geçirmeye çalışacaktık. Bu nedenle ben MÖ'ı davet edecektim. - Sonra rektörler ile temas edip öğrencileri sokağa dökecektik. - Sendikalar ile aynı şekilde hareket edecektik. - Sokaklara afiş astıracaktık. - Dernekler ile temas edip onları da hükümet aleyhine teşvik edecektik. - Bütün bu olayları yurt çapında yapacaktık. Yukarıdakiler SARIKIZ olarak anılacaktı. Ayrıca bana ALABANDA isimli bir proje verdiler. Ben de onun hazırlığını yapacaktım.
Bütün bu tepkilerin ortaya konulması da yukarıda gerekçelendirilmişti "İrana dönüşme" korkusu...

Valla şimdi bu günlükleri okuduktan sonra memlekette neler döndüğünü iiyi anlıyorsunuz. Ben özet olarak geçtim ama Günlükte bakın benim için İlginç olan hangi noktalar var( tabi bütün ilginç noktaları yazmıyorum buraya):

"Bir ihtilal için zeminin hazır olması gerekir, yani halk ihtilali istemelidir. 12 Eylül'de olduğu gibi ordu niye duruyor, ne zaman müdahale edecek gibi başlıklar basında yer almalıdır. İkincisi önceki ihtilallerde olmayan bazı özellikleri bugün yaşıyoruz. Ekonomimiz çok bozuk ve tamamen dışabağımlı. Eğer dışarıdan kredi alamazsak ekonomimiz çökebilir ve halk büyük sıkıntı yaşar. Bunun nasıl sorumluluğunu almaya hazır değiliz. Bir diğer konu da ABD bundan önceki darbelere destek vermesine rağmen bugün AKP'ye destek veriyor. Onların istemediği bir darbe veya hükümeti idame etmek çok zordur. Yani ABD'ye rağmen bu işlem olmaz."

"Akşam Cumhurbaşkanı'nın yemeğine gittik. Atatürk'ün yaşadığı yerde yemek yemek beni çok heyecanlandırdı. Konuşmalar sırasında Cumhurbaşkanı'nın da sanki ümidini kaybetmekte olduğuna dair intiba uyandı. Bazı mesajlar da verildi. Örneğin Cumhurbaşkanı "Burayı mahsus seçtim ki nereye geleceğinizi görün. Aranızda buraya gelmeyi bekleyenler var (Genelkurmay Başkanı'nı ima ederek)" dedi. Tabii hemen başımız öne düştü. Ama herkes bu lafı duyunca tereddütsüz ona baktı. Eşi, Kara Kuvvetleri Komutanı'nın kulağına eğilerek "Siz de gidince ne olacak" deyivermiş."


"Ona göre ( Piçin notu: AYDIN DOĞAN KASTEDİLİYOR) medyanın kendisi hariç bütün patronları mali yönden hükümete muhtaç hale getirilmişti. Bu nedenle hükümete karşı çıkmaları mümkün değildi. Karşı çıkanların hayatı söndürülecekti. Nitekim bazı yazarlar hükümet aleyhine yazdıkça rte'nin (Recep Tayyip Erdoğan-Nokta) şahsi müdahaleleri ile kendileri işten çıkarılmışlardı. Tuncay Özkan, Sedef Kabaş, televizyonlardaki bazı programlar gibi. Bu arada Tuncay Özkan'ı çok sevdiğini, ama kendisine şu sıralarda hiçbir şey yapamayacağını söyledi."

"EGE Ordu K. Org. Hurşit Tolon dün yaptığı bir köy ziyareti sırasında "Kıbrıs'ta ver-kurtul'cu olanlar vatan hainidir" anlamında bir söz söylemiş ve bugünkü bütün gazeteler bu haber ile doluydu. Tabii gerçek vatan haini olan kendilerini AB'ne satmış ve onlardan maddi menfaat sağlayan köşe yazarları Hurşit hakkında veryansın e diyorlardı. Aralarında evvelce kan kırmızı komünist olup şimdi beş vakit namaz kıldığını ima edenler, dedesi binlerce Türk evladını cephelerde kırdıran vatan hainlerinin torunu olanlar, her çeşit hayvanat bahçesi yaşayanı vardı."


"Bugün sabah gazeteleri aldığımızda çok ilginç bir haberle karşılaştık. (Hürriyet gazetesinde yayımlanan ve aynı yıl "yılın haberi" ödülüne layık görülen "Sosyetik fişleme" manşeti-Nokta). Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından yayınlanan birer evrak ile birçok kişi fişlenmek üzere kaymakamlıklardan bilgi isteniyordu. Doğal olarak bu haber inanılmaz bir etki yaptı ve ortalığı karıştırdı. Böyle bir bomba habere hiç ihtiyacımız yoktu. Şimdi herkes tekrar TSK'ne yüklenecekti. Bence haber bilinçli olarak yazılmıştı. Haberi yavaş ve doğru okuyan her kim olursa olsun bunun bir saçmalık olduğunu ve haberde iddia edildiği gibi bir sorun olamayacağını görecekti. Nitekim haberi araştırdığım zaman gördüm ki Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı yıllık yayınlanan haber toplama planını I. Odu'ya göndermiş. Plan o arada Ordu Komutanı'nın haberi olmadan bu hale getirilmiş. İktidara yaranmak isteyen Hürriyet gazetesi sahibi Aydın Doğan ve Ertuğrul Özkök de hiç düşünmeden bu haberi yayınlamışlardı. "


"Rahmi (KOÇ) Bey bana nezaket ziyaretine geldi. Konuşmamız sırasında ben de ona bugün içinde bulunduğumuz durumu anlattım. Hükümetin tutumu Kıbrıs meselesi ve nereye gittiği gibi konularda. Kendisine "Hepimiz aynı gemideyiz. Batarsak hep beraber batacağız. Bunu kimse unutmamalı. Hükümet de unutmamalı, bizler de, iş adamları da. Onun için esas desteğimiz olan halkı aydınlatacak şekilde, halkın gerçekleri görebileceği şekilde hareket etmeliyiz" dedim. Pek hoşlarına gitmedi ama gerçek bu. Bana, durum kötüye gidiyor ama hala daha o kadar kötü değil, dedi. Ben de "sıfırdan yüze kadar bir skalada nerede olduğumuzu değerlendiriyorsunuz" dedim. Bana, 35-40, diye cevap verdiler. Ben de bunun üzerine "belki 95'e yakınız" dedim. Hayret ettiler. Adamların tuzu kuru. Onlara göre ekonomi düzelmekte. Ama bunun sadece büyük şirketler için olduğunu görmüyorlar. Zavallı halk hala çekiyor. Halk yokluk içinde ne yapacağını bilmiyor. Enflasyon düşüyor. Zira halkın harcayacağı parası yok. Bunları onlara hep anlattım."

"Sabah Adalet Bakanı Cemil Çiçek ziyaretime geldi. Dün kendisinin geleceğini ve ne yapmam gerektiğini, Kara Kuvvetleri Komutanı ve JANGK (Jandarma Genel Komutanı-Nokta) ile görüştüğümde bana "gelsinler ama ziyarete gitmiyoruz" dediler. Bana böyle bir tutum çok ters geldi. İnsan harbin sonunda dahi oturup düşmanı ile konuşuyor ve bir anlaşmaya varmaya çalışıyor. Biz böyle yaparak neyi ispat etmeye çalışıyoruz."


Yaa arkadaşlar, korkarak tırsarak okumayın, bunları, şimdi ben bunları yazdım diye, belki, bu ne biçim site a.q deyip kaçıcak olan arkadaşlar var aranızda, korkmayın olum, demokratik bir ortamda biz de demokratik hakkımızı kullanıyoruz.

Hem bak, soğuk gelmesin diye boyadım bu günlüklerde yazılanları.

Katkımız olsun...

0 Hoppalaaa!:

KÖSTEKLENENLER

zwani.com myspace graphic comments