ANKARA! ANKARA! (Ya çık aradan, ya da az sonra yapıcam bütün kelime ve cümle, noktalama ve imla hatalarımı bağışla! yaptım bile!)

Ankaraaaaa hakkındaki düşüncelerim, her istanbul sevdalısı gibi. ama işte Ankaradayım! Ta Taam!!!

Sevgili günlük, politikacılarımızın bütün negatif nerejisini emen bir şehir olarak, ANKARA bütün renklerin tek bir renge, Griye dönüştüğü bir şehir benim için. Akıl almaz bürokrasi buraya her gelişimde, (gelişlerim genelde bürokratiktir.) bana kıllık çıkartır. ankaranın geleneksel grisi üzerime bulaşmadan edemez anlıycaaan. Ama TaTAAAAM işte, TATaaammmm! Sürprizzzzz...

Burada, tam istediğim türde bir yoldaş buldum. Tam benim kafa! Doğru bildiğinden şaşmıyor. eskiden türk komünistiymiş, şimdiyse komün ayağına yapılan faşizanlıkları görmüş, kendini ayırmış. Ayrıklardan biri daha!

"Hiç bi ideolojiyle gönül ilişkim kalmadı çünkü düşündüğüm hayatı kaldırabilecek hiçbir ideoloji yok"

Oh la llaa

Ne kadar fazlayız !!! Ama layık görüldüğümüz yere bak: CEHENNEM

Peki doğru bildiğin için savaşıyor musun hala?

Cevap: ELBETTE.

Bir piç için umut verici bir ilerleme...

Kaçınızda bu var ey benim convers sürtüklerim?

ey benim güya farklı kıçı kırıklarım?

Bu arada bugün kendime ankaranın havasına uygun bi baron konvers aldım.

sermaye ayağıma düştü anlıycanız. yüzde yüz orjinal!!! Kapitalizmin kıçına kendi parasıyla tekmeyi basmak daha eğlenceli olur diye düşünüyorum.

Neden, değişim değişim diyormuşuz da, marka takılıyormuşuz.

Sen de neden değişim değişim deyip mikrosoft takılıyosun?

biz piçler işini biliyo! herkesten fazla!

Ah Ankara, bana renkli bi kişilik , renkli bir karakter armağan ettin bütün o pasaklı grilerine rağmen.

O piçe dedim ki, kendi partimi kurucam. sonra izledim onu, bana döndü ve:

"Biliyon mu, valla ben de bunu düşünmüştüm" dedi.

Hayranlık verici, hiç paramız yok, ve hiç gücümüz yok, ama bunları düşündük.

ve düşünmek bizi güçlendirdi.

Gerisini belki o anlatır. Bir gün.

Ya da sen?